A Milli Futbol Takımımız Letonya’yı 4-0 mağlup ederek Almanya’da düzenlenecek EURO2024’e katılma hakkı elde etti.
Türkiye; 1996, 2000, 2008, 2016 ve 2020’nin ardından altıncı kez bu turnuvaya katılabilecek. Üstelik üst üste üçüncü kez gösterilen bu başarı da Türkiye’nin bir turnuva takımı olması yolunda önemli bir adım olarak göze çarpıyor.
Ay yıldızlıların Avrupa şampiyonalarındaki en büyük başarısı 2008 yılında çıkılan yarı final oldu. Bunun dışında 2000 yılında da çeyrek final başarısı elde edildi.
Bu içeriğimizde, A Milli Futbol takımının Avrupa Şampiyonası maceralarını sizler için derledik.
Türkiye’nin ilk Avrupa Şampiyonası deneyimi 1996 yılında gerçekleşti. İlk kez bu turnuvaya katılmayı başaran Milli Takımımız Hırvatistan, Portekiz ve Danimarka ile aynı gruba düştü.
Ay yıldızlıların gruptaki ilk maçı Hırvatistan karşısındaydı. Dengeli geçen ve 0-0 devam eden maçın son dakikalarında Hırvatistan bir hızlı hücum şansı elde etti.
Milli takımın defasında görev yapan Alpay Özalan, gole giden Hırvat rakibini düşürmedi ve bomboş durumdaki Hırvat futbolcu pozisyonu gole çevirerek Hırvatistan’ın maçı 1-0 kazanmasını sağladı.
Rakibini düşürüp golü engellemesi gereken Alpay Özalan’a UEFA tarafından Fair Play ödülü verilse de ülkede kendisine sert tepki gösterildi.
Bu maçın moral bozukluğuyla kalan iki maçı da kaybeden Türkiye, ilk Avrupa Şampiyonası deneyimden puansız ayrılmak zorunda kaldı.
Türkiye 4 yıl sonra Hollanda ve Belçika’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda yine sahne aldı. Güçlü İtalya, ev sahibi Belçika ve İsveç ile aynı gruba düştü.
İlk maçı İtalya’ya kaybeden ay yıldızlılar, ikinci maçta İsveç ile 0-0 berabere kaldı. Gruptaki son maçta ev sahibi Belçika’nın karşısına çıkan milli takım 2-0 kazanarak çeyrek final başarısı elde etti.
Çeyrek finalde ise çok çetin bir rakip olan Portekiz ile eşleşen Türkiye, iyi mücadele ettiği ve bir penaltı kaçırdığı maçtan 2-0 mağlubiyet ile ayrıldı.
Her ne kadar çeyrek finalde eve dönsek de gelecek yıllar için ümit veren bir Türkiye bu turnuvada kendini gösterdi. Nitekim sadece iki sene sonra Dünya Kupası’nda bu kadro tarihinin en büyük başarısını üçüncü olarak gösterdi.
Türkiye’nin Avrupa Şampiyonaları’nda en heyecan verici serüveni ise 2008 yılında İsviçre-Avusturya ortaklığında düzenlenen turnuvada gerçekleşti.
Portekiz, bugün ismi Çekya olarak değişen o zamanki ismi ile Çek Cumhuriyeti ve İsviçre ile aynı gruba düştü Türkiye. İlk maçta Ronaldo’lu güçlü Portekiz karşısında tutunamayan milli takım gruptaki ilk maçından 2-0’lık mağlubiyet ile ayrıldı.
Herkesin aklında aynı soru vardı. Acaba yine 1996’da olduğu gibi başarısız bir turnuva mı olacaktı?
Gruptaki ikinci maç ev sahibi İsviçre’ye karşıydı. Üstelik iki ülke arasında 2006 Play Off eşleşmesinde çıkan kavgadan dolayı gerginlik hala devam ediyordu.
1-0 geriye düştüğü maçta Arda Turan’ın son saniye golüyle ev sahibi ekibini 2-1 yenen Türkiye, gruptan çıkma yolunda büyük avantaj etti.
Gruptaki son maç ise uzun yıllar unutulmayacak dünya futbol tarihine geçecek bir hikayeye sahip oldu. Çek Cumhuriyeti karşısında 2-0 geriye düşen Türkiye, son 15 dakikada bulduğu 3 golle karşılaşmayı 3-2 kazanmayı başardı ve çeyrek finale yükseldi.
Çeyrek finalde ise Hırvatistan karşısında yine uzatmaların son saniyesinde Semih Şentürk’ün golüyle maçı penaltılara taşıyan Türkiye, penaltılarda rakibini eleyerek yarı finalde Almanya’nın rakibi oldu.
Artık Türkiye, Avrupa’nın en iyi dört ülkesi arasındaydı.
Yarı finaldeki Almanya maçında belki de turnuvadaki en iyi maçını çıkaran Türkiye, güçlü rakibi önünde 1-0 öne geçti.
Almanya’nın 2-1 üstünlüğü yakalaması sonrası yine pes etmeyen Türkiye, yeniden beraberliği sağladı.
Artık herkesin maçın uzatmalara gideceğini düşündüğü dakikalarda bir defans hatası ile Almanya skoru 3-2’ye getirerek finale yükselen taraf olmayı başardı.
Türkiye, 2008 macerasını yarı finalde noktalasa da, tüm dünyanın saygısını ve hayranlığını kazandığı bir turnuvayı geride bıraktı.
Bu şampiyonada elde edilen yarı final, Türk Futbol Tarihinde, 2002’deki Dünya Üçüncülüğü sonrası elde edilmiş en büyük başarı olarak kayıtlara geçti.
2008’de gelen başarı sonrası yeniden başarısız bir sürecin içine giren ve 2010 Dünya Kupası’nın ardından 2012 Avrupa Şampiyonası’na da katılma hakkı elde edemeyen Milli Takımın bir sonraki turnuva için 2016’yı beklemesi gerekti.
Ne yazık ki 2016 Avrupa Şampiyonası Türkiye için başarılı geçmedi.
Tek maçından galibiyetle ayrılan ay yıldızlılar grubunu üçüncü sırada tamamladı ve çeyrek finale yükselemedi.
Covid19 Salgını sebebiyle 2021 yılına ertelenen EURO2020’e de katılan Türkiye, yeni bir jenerasyonla dahil olduğu bu turnuvadan da eli boş ayrıldı.
Maçlarının tamamını kaybeden milli takım büyük bir hayal kırıklığı yaşattı.
Halbuki Türkiye’nin 2021 kadrosu, Dünya Üçüncüsü olan 2002 kadrosundan bile daha potansiyelli görülüyordu. Yetenekli bir kadro olmak ile takım olmak arasındaki fark bu turnuvada gün yüzüne çıktı.
EURO 2024’te Almanya’da adeta kendi evinde gibi oynayacak olan Türkiye, son iki turnuvada yenemediği şanssızlığını bu sefer kırmaya çalışacak.
İtalyan teknik adam Montella yönetiminde bu turnuvaya hazırlanacak olan Milli Takım, ilk kez son maça kalmadan rahatlıkla bir turnuvaya katılım başarısı elde etti.
EURO2020’de yaşanan hayal kırıklığı sonrası bu sefer ayaklarının yere daha sağlam basması beklenen Milli Takım’ın Almanya’da büyük bir taraftar desteğini arkasına alarak oynaması bekleniyor.
Bakalım Türkiye, altıncı kez dahil olacağı Avrupa’nın devler arenasında nasıl bir performans sergileyecek?
