Tunceli ilinin Nazımiye ilçesine bağlı Büyükyurt Köyü’nde yaşayan ev sahipleri Mine Sarıçiçek ve Murat Sarıçiçek çifti, kendilerine ait tapulu arazinin üzerindeki 130 yıllık taş değirmenin 1985 yılında camiye dönüştürüldüğünü anlattı.
1990’lı yıllarda terör olayları sebebiyle tamamen boşaltılan köye yeniden yerleşen çift, değirmen olarak kullandıkları yapının artık bir camiye çevrildiğini öğrendi.
Mine Sarıçiçek, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Bu alan bizim özel mülkiyetimiz altındaydı ve değirmendi. Şimdi zorla elimizden alınmaya çalışılıyor. Tapu dedeme ait ve elimde resmi belgeler mevcut. Dedem 1980’lerde vefat etti, ancak cami 1985 yılında yapılmış. Kim tarafından, nasıl izin alınarak yapıldığı belirsiz. Eğer bağışlanmış ya da hibe edilmişse, bu belgelerle kanıtlanmalıdır. Tapumu alıp Müftü Bey’e götürdüm ve ‘Bu benim arazim, sizin tapunuz nerede?’ diye sordum. Müftü Bey ‘Tapum yok ama burası Allah’ın evidir’ dedi.”
“ŞU ANA KADAR GEÇMİŞE DAİR TAPU YA DA BAĞIŞ BELGESİ BULUNMUYOR”
Murat Sarıçiçek ise bu sürecin tamamen hukuksuz olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:
“Bu alan bizim taş değirmenimizdi ve biz işletiyorduk. Köy boşaltıldığında olağanüstü hal sırasında hiç kimse müracaat edemiyordu zaten. Köye döndüğümüzde, İlçe Müftülüğü’ne gittik ve herhangi bir tapu ya da mülkiyet belgesi olmadığını öğrendik. Ancak daha sonra üç kişilik bir bilirkişi raporuyla ‘bu bizimdir’ denildi. Fakat şu ana kadar geçmişe dair herhangi bir tapu ya da bağış belgesi bulunmamakta. Biz sadece haklarımızı arıyoruz ve mülkiyetimizi belgelerle kanıtlıyoruz. Ancak haklarımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Bu sebeple hukuki mücadelemiz devam ediyor.”
Aile, “Bu alan bizim dedemize ait tapulu arazidir, elimizde belgeler mevcut. Kimse inancına karışabilir ama kimsenin de hakkımıza el uzatma hakkı yok” dedi.
İLGİLİ DAVA ERZURUM İSTİNAF MAHKEMESİ’NDE SÜRÜYOR
Nazımiye İlçe Müftülüğü’nün girişimiyle cami olarak kullanılmak istenen bölge için açılan dava Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’nde devam etmektedir.
